Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Hicri Şemsi 1388 yılında (2009) İran’da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, iki mağlup adayın hile iddiaları üzerine bazı gruplar, İran’ın çeşitli bölgelerinde renkli devrim modeliyle bir dizi protesto, kaos ve kargaşa dalgası başlattı. Pars Today’in haberine göre, bu fitneden sonra elde edilen belgeler ve kanıtlar, bu renkli devrim senaryosunun uzun bir süre önce dış güçler, özellikle ABD ve bazı Avrupa ülkeleri tarafından planlanıp yönlendirildiğini ortaya koydu.
Batılıların bu fitne sürecindeki hedefleri, “bir taşla iki kuş” politikası üzerine kuruluydu. Bir yandan İran’daki seçimlerin güvenilirliğini hedef alarak halkı siyasi yapıya karşı umutsuzluğa sevk etmeye çalıştılar, diğer yandan halkın Batı karşıtı siyasetçilere olan yöneliminden rahatsız oldukları için yumuşak bir devrim hayali kuruyorlardı. Bu nedenle, İran’da 10. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından yaşanan sokak olayları, sıradan bir olay değildi. Aksine, renkli devrimler ve kadife devrimler modeli temelinde tasarlanmış bir senaryoydu.
Bu kargaşalar, son günlerinde az sayıda isyancı tarafından gerçekleştirilirken bazı İslami kutsallara hakarete dönüştü. Bu durum, İran halkının dini duygularını harekete geçirip rahatsızlık uyandırdı. İran halkı, bu kargaşalara ve kutsallara yapılan hakaretlere tepki olarak Hicri Şemsi 9 Dey 1388’de (30 Aralık 2009) bir yürüyüş düzenledi ve din temelli insani politikalara desteklerini ilan etti. Bu gün, İran takviminde “Basiret ve Milletin Velayet ile Ahdi Günü” olarak anılmıştır.
Aradan 15 yıl geçmesine rağmen, İran halkı her yıl 9 Dey günü sokaklara çıkarak düşmanların komplolarına karşı basiretlerini bir kez daha göstermektedir.
