Uluslararası Ehl-i Beyt (a.s) Haber Ajansı – ABNA:
25 Aralık 2024 tarihinde, Kültür ve İletişim Bilimleri Derneği, Bakıru'l-Ulum Üniversitesi Araştırma Ofisi ile birlikte Cihad-ı Tebyin
serisinin yedinci oturumunu düzenledi. "Türkiye'nin TRT Farsça Kanalının
Osmanlı İmparatorluğu'nu Yeniden Canlandırma Projesindeki İşlevi"
başlıklı bu bilimsel toplantı, uzmanların bu konudaki görüşlerini ve
analizlerini sunmaya yönelikti.
Toplantının Konuşmacıları ve İçeriğiBu toplantı, Kültür ve İletişim Grubu'ndan Dr. Han Muhammadi, İstanbul Üniversitesi'nden medya iletişim mezunu Dr. Muhammad Bakır Sepehri ve ABNA Haber Ajansı'nın Türkçe bölümünün editörü Bakır Mihneti'nin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantının bilimsel sekreterliğini ise Kültür ve İletişim doktora öğrencisi Resul Lutfi üstlendi.
Mihneti
, ilk bölümde Türkiye Devlet Radyo ve Televizyon Kurumu
(TRT) hakkında bilgi vererek, bu kuruluşun 17 televizyon kanalı ve 19
radyo istasyonu ile farklı dillerde programlar ürettiğini açıkladı.
Türkiye'nin medya alanındaki yatırımlarının önemine vurgu yaparak, bu
ülkenin medya etkisini açıkça genişlettiğini belirtti.
İkinci bölümde
Mihneti
, İran ve Türkiye arasındaki jeopolitik
ilişkileri analiz ederek, her iki ülkenin de bölgesel güç olma
potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Ayrıca TRT Farsça kanalının
açılış töreninin İranlı yetkililer davet edilmeden gerçekleştirildiğine
dikkat çekerek, bu durumun iki ülke arasındaki mevcut gerilimleri
gösterdiğini vurguladı.
Üçüncü bölümde ise Mihneti, TRT Farsça kanalının faaliyetlerinin
doğrudan İran'ın etnik konularına değinmeyeceğini öngördü. Türkiye'nin
bu kanalı İran üzerinde baskı aracı olarak kullanacağını ve Osmanlı
İmparatorluğu'nun yeniden canlandırılması fikrini uygulamak için bir
araç olarak değerlendireceğini belirtti.
Bu toplantının ikinci sunumu ise Dr. Han Muhammedi tarafından
gerçekleştirildi.
Dr. Han Muhammedi,
kanalın faaliyetlerinin nedenlerini ve olası
tehditlerini açıklamak üzere söz aldı.
Dr. Han Muhammedi
, İran ve
Türkiye'nin bölgedeki önemli ülkeler olarak çeşitli alanlarda rekabet
edebilme yeteneğine sahip olduğunu belirterek, her iki ülkenin de
stratejik derinliklerini genişletme olanağına sahip olduğunu ifade etti.
Bu nedenle Türkiye’nin doğal olarak bölgedeki etkisini artırmak
amacıyla Farsça bir kanal kurduğunu vurguladı.
Dr. Han Muhammedi ayrıca, TRT Farsça kanalının kendiliğinden İran
için ciddi bir tehdit oluşturamayacağını çünkü İran'ın varlığının
Türkiye için kârlı olduğunu belirtti. Ancak kültürel ve siyasi
tehditlerin İran içinde yoğunlaşabileceğini ifade etti; bu tehditler
ortadan kaldırılmazsa Cumhuriyet için sorunlar yaratabileceğini söyledi.
Ayrıca liderliğin sisteminde düşmanların yararlanabileceği zayıf
noktaların bulunduğuna da dikkat çekti.
Son olarak
Dr. Han Muhammedi, Osmanlı İmparatorluğu'nun yeniden
canlandırılması fikrinin Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hedeflerinden
biri olduğunu belirterek, bu partinin kültürel ve siyasi açıdan bu
düşünceyi hayata geçirmek için her fırsatı değerlendirdiğini vurguladı.
Bu konunun başrıyla gerçekleştirilmesinde farklı görüşlerin bulunduğunu da ekleyerek daha
fazla inceleme gerektirdiğini ifade etti.
Toplantının üçüncü sunumu ise İstanbul Üniversitesi Medya
Çalışmaları mezunu Dr. Muhammed-Bakır Sepehri’ye aitti. Sanal ortamdan toplantıya katılan Dr. Sepehri, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından
yürütülen yeni Osmanlıcılık düşüncesi üzerine bazı nedenler sundu ve bu
nedenlerin Türkiye'de bu düşüncenin tam anlamıyla uygulanabilir olmadığını gösterdiğini ileri sürdü.
Dr. Sepehri’nin sunduğu ana nedenlerden biri Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin birey odaklı olmasıydı; eğer Recep Tayyip Erdoğan partiden
ayrılırsa partinin önemli bir kısmı yeteneklerini kaybedecektir. Diğer
bir neden ise Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden canlandırma fikrinin
diğer güçlü partilerin söylemi haline gelmemesi; birçok partinin bu
fikre karşı çıkmasıdır. Örneğin, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Amerika
ile Avrupa'nın bazı kesimleriyle ilişkilerini güçlendirmeye daha çok
eğilimli olduğu belirtilmiştir; dolayısıyla bu partiler de Türkiye’nin
bölgede artan etkisine karşı çıkmaktadır.
Bu noktalar, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hedeflerine
ulaşmasında karşılaştığı ciddi zorlukları göstermekte olup Türkiye’deki
mevcut siyasi kargaşanın karmaşıklığını vurgulamaktadır.
Toplantının sonunda sekreter Resul Lütfi, katılımcı hocalara
teşekkür ederek kısa bir özet yaptı ve bu doğrultuda toplantıların düzenleneceğine
işaret etti.