Filistin İslam Cihad Hareketi Kadın Kolları Sorumlusu Rima Habib, uluslararası "Yüce Aile ve Modernite Zorlukları" webinarında yaptığı konuşmada Batı'yı eleştirdi.

31 Temmuz 2024 - 10:42
Rima Habib'in Batı medeniyetine dair eleştirel konuşması
Uluslararası Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı -ABNA- Habib, ailenin toplumun temel yapı taşı olduğunu vurgulayarak, "Eğer aile düzelirse tüm toplum düzelir, aile bozulursa tüm toplum bozulur" dedi. Ailenin adalet, eşitlik, sevgi ve merhamet üzerine kurulması gerektiğini belirten Habib, bu değerlerin topluma huzur ve güven getireceğini ifade etti.

Habib, Batı medeniyetini şu sözlerle eleştirdi:

"Batı medeniyeti, aileye ve dolayısıyla insanlığa karşı en büyük suçları işlemiştir. Çünkü insan, aile huzurundan mahrum kalmadan bu dünyadaki hayatın gerçek tadını alamaz.

Batılılar, eşitlik ve özgürlük adına kadınları erkeğe benzetti. Oysa aile toplumun temel hücresidir ve kadının yeri de ailenin merkezindedir. Batı medeniyeti ise kadın-erkek eşitliği adıyla kadının kadınlığını elinden aldı, onu erkeğe benzetti ve böylece kadın artık eş ve anne rolünü yerine getiremez hale geldi.

Böylece aile, temel direğini kaybetti. Batı aynı zamanda kadınları bir metaya dönüştürerek, kadınlara sadece bir nesne gözüyle baktı ve kadınları ucuz fiyatlara alınıp satılan cinsel bir meta haline getirdi.

Bu durum, toplumdaki gayri meşru ilişkilerin artmasına, evlilik oranlarının düşmesine ve sonuç olarak aile kurma oranlarının azalmasına neden oldu. Bu, Batı medeniyeti tarafından teşvik edilen bir durumdur.

Batı ayrıca eşcinselliği teşvik ederek, evlilik ve aile kurma konusunda doğal insan düzenini bozmuş ve eşcinsel evliliklerle ailenin gerçek anlamını ortadan kaldırmıştır."

"Batı Medeniyeti: Bencillik, Bireycilik ve Hedonizmin Üzerine Kurulu Bir Yapı"

Batı medeniyeti, özünde bencillik, bireycilik, haz ve kişisel arzular üzerine kurulmuştur. Bu medeniyette asıl olan kişisel çıkar ve zevklerdir ve aile kurmak veya korumak gibi bir çaba hiçbir değere sahip değildir.

Batılı kurumlar, Batı medeniyetinin temel felsefesi olan liberalizmi savunur ve bireysel özgürlüğü mutlak bir amaç olarak görür. Batı, mutlak bireysel özgürlük adı altında aileyi yıkmıştır ve böylece ebeveynler ile çocuklar arasındaki ilişkilerde ahlaki sınırlar ortadan kalkmıştır. Çocuklar, yasal yaşa geldiklerinde ailelerini terk eder ve ailelerin hiçbir şekilde müdahale edemeyeceği bir özgürlüğe kavuşurlar.

Batı ayrıca cinsel ilişkiler için herhangi bir sınır belirlememiştir. Batı, aslında dışarıdan süslü içeriden çürük bir saray gibidir ve bu suçları özgürlük ve insan hakları savunuculuğu adı altında alçakça işlemektedir. Bu nedenle, aile merkezli bir toplum inşa etmek için atılan her adım, Batı'nın çürümüş medeniyetini ifşa eden ve Batı'nın kadın ve aileye yönelik zulmünü ortaya koyan kapsamlı bir stratejiyle desteklenmedikçe başarılı olamayacaktır.

Bu konuları kendi toplumlarımızda tartışırken ve İslam ülkelerinde incelerken, bu incelemenin aile değerlerimizi korumak amacında olması ve Batı'nın bu konudaki hatalarından ders çıkarılması gerekmektedir.

Abartıya kaçmadan söyleyebilirim ki Batı'nın ve işgalcilerin en büyük hedeflerinden biri aileyi yıkmaktır, çünkü aile çok önemli bir temeldir. Bu nedenle biz Filistinli aileler olarak, Kuran-ı Kerim'e göre sağlıklı nesiller yetiştirmenin yanı sıra büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Çocuklarımızı gasp edilmiş haklarına göre yetiştirmeliyiz. Filistin meselesi dinimizin temel taşlarından biridir ve bu hakkı görmezden gelmek Allah katında büyük bir günahtır. Bu konuda ihmalkar davranma hakkımız yoktur. Ayrıca kendi aklımızla ve milletlerimizle oynamamalı, gerçekleri olduğu gibi insanlara anlatmalı ve insanlığın geleceğini tehdit eden bu insanlık dışı ve ahlaksız kültür ve medeniyete karşı toplumlarımızı uyarmak zorundayız.

Bu webinarda hazır bulunan İslami İran Kadın ve Aileden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Ensiye Khazali ve Tahran belediyesi Kadın ve Aile Genel Müdürü Dr. Meryem Ardabili, "Mütevazi Yaşam: Tüm Dinlerin Ortak Değeri" ve "Neden Birlikte Bir Aile Hareketi Gerekmektedir?" konularında görüşlerini paylaştılar.

Londra İslam Koleji öğretim üyesi Rebecca Masterton'ın "Doğal erkek-kadın aile yapısının Batı'nın günümüzdeki zorluklarına karşı korunmasının gerekliliği" konulu sunumu, Pakistan'da bulunan Zehra Üniversitesi'nin müdürü Dr. Muazzez Caferi'nin "Kadınların doğal ve ilahi aile normlarını yayma ve aile kurmanın önemi" konusundaki sunumu, Filistin İslami Cihad Hareketi Kadın Kolları sorumlusu Dr. Rima Habib'in "İslam yaşam tarzının Batı yaşam tarzına göre avantajları" konulu sunumu ve Lübnan'da bulunan İmam Musa Sadr Enstitülerinin müdürü Dr. Robab Sadr'ın "Kadın aile reisi güçlendirilmesi ve kadın istihdamı için halk ve cihat güçlerinden yararlanma" konulu sunumu ile zenginleştirildi. Diğer konuşmacılar da webinara katılarak görüşlerini paylaştılar.